Televizyon kanallarında, haber sitelerinde, sosyal medyada altın bugünlerde her yere karşımızda. Çünkü her yen gün yeni bir rekor haberine uyanıyoruz. Sadece ülkemizde gram altın fiyatları için değil küresel anlamda altın fiyatları rekor üstüne rekor kırıyor. Son olarka bu sabah ons altın 4,210 doları aşrak yine bir rekor kırdı. Gram altın da takibinde 5,700 liraya yaklaşa bir gram altın fiyatı var. Yatırımcılar yükselişin nreye kadar süreceğini doğal oalrak merak ediyor.Altında yükselişin süreceğini bekleyenler kadar sert düşüş bekleyenler de var. Gelin detaylara ve beklentilerebirlikte bakalım.
Ons Altın Rekor Peşinde Koşuyor
Yılbaşından bu yana ons altında yükseliş yüzde 60’ı gram alıtnda ise yüksleiş yüzde 90’ı aşmış durumda. Bugün de rekor kıran her iki altın türünde aralık vadeli kontratlar da yüzde 1,5 kazançla 4.220 dolara doğru ilerliyor. Spot piyasada ons altın 4,200 dolar üzerinde işlem görüyor. Altına olan ilgi artarak devam ediyor. Jeopolitik fırtınalar ve merkez bankası hamleleri, altını her zamankinden daha çekici kılıyor.
Gram Altın Türkiye’de Zirveyi Zorladı
Yurtiçi piyasalarda gram altın da boş durmadı. 5,700 liraya doğru hareketlenen ve rekor tazeleyenbir gram altın izliyoruz. Yılbaşından bu yaa getirisi yüzde 90’ı aşan gram altın, kendi yatırımcısını güldürürken başka yatırım arçalarında parasını değerlendirmek isteyenleri ise epey üzdü diyebiliriz. Özellikle borsa yatırımcısı bu dönemde para kaybederken artan altın fiyatını takip ederek neden altın almadım sorusunu kendine soruyor.
Forex piyasasında altın fiyatlarındaki volatilite artışı nedeniyle spred oranları da bir tık yükselmiş durumda. Volatiliteden çok fazla etkilenmemek için yatırım kararı alırken dikkatli olmanızda fayda var.
Trump’ın Çin Hamlesi Piyasaları Sarsıyor
ABD Başkanı Donald Trump’ın son çıkışı, her şeyi değiştirdi. Çin’e karşı yüzde 100 ek vrgi açıklamasıyla biranda piyasları karıştıran Trump,atıfiyatlrında rekor sviyelrin gelmesini tetikledi. Artan ticaret savaşı endişeleri nedeniyle güvenli lima talebi gören altın ve gümüş gibi değerli metaller srt yükseldi. Bu yükseişler halen daha devam ediyor. Çin de Washington’un yüzde 100’lük ek gümrük vergisi tehdidine karşı misilleme yapacağını açıkladı. İki büyük ekonomi arasındaki bu kapışma, riskten kaçışı tetikledi. Hisse senetleri düşerken altın gibi varlıklar öne çıktı. Piyasalar şimdi bu gerilimin ne kadar süreceğini merak ediyor.
FED’in Faiz İndirimi İhtimali Altın Fiyatlarında Yükselişi Tetikliyor
Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları da altını destekledi. Tahvil portföyünün küçültülmesini yavaşlatma sinyali verdi ve faiz indirimlerine kapı araladı. Ama acele etmemek gerektiğini vurguladı. Hızlı indirim enflasyonu şişirir, yavaş hareket ise işsizliği artırır dedi. Temmuz verileri işgücü piyasasının zayıfladığını gösterince dengeler değişti. Analistler yıl sonuna kadar iki indirim bekliyor. Duru böyle olunca da altına olan talep daha da artıyor. Hem kurumsal talep hede bireseyl yatırımcı talebinin arttığı altın fiyatlarında Bank of America 2026 yılı için beklentisini 5.000 dolar/ons olarak açıkladı.
Altını Yükselten Faktörler
Piyasaları son dönemde şekillendiren birkaçfarklı konu var. Altın fiyatının yükselmesine nedne olan bu gelişmeleri bir tablo ile açıklarsak daha anlaşılır olabilir.
| Etken | Altın Üzerindeki Yönü |
|---|---|
| Trump-Çin Ticaret Savaşı | Güvenli Liman Talebi ile alım |
| Fed’in Gevşeme Sinyalleri | Dolarda değer kaybı = altının yükselişi |
| İşgücü Piyasası Sorunları | İndirim beklentisi güçleniyor |
| Hükümet Kapanma Riski | Belirsizlik nedeniyle altına alım |
Bu Ralli Ne Kadar Sürer?
Altın şu sıralar hem kalkan hem de kazanç aracı gibi. Ticaret savaşı kızışırsa veya Fed erken indirim yaparsa ralli uzar. Ama dalgalanmalar da cabası, dikkatli olmak lazım. Trump’ın açıklamları ve Çin’den buna karşılık gelebilecek açıklamalar önemli olacak. FED’in faiz toplantısında alacağı karar ve Başkan Powell’ın verecğeimesajlarda yakından takip edilmeli. Çünkü bu rallinin devam edip etmemesine bu haber akışları yön verecek gibi duruyor.
Forex piyasasında güvenilirlik denildiğinde ilk akla gelen unsur SPK lisansıdır. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye’de faaliyet gösterecek tüm aracı kurumlara lisans zorunluluğu getirir. Bu lisans, firmanın yasal bir zeminde, belirli standartlara uygun şekilde işlem yaptığını gösterir.
Yani bir forex şirketi “SPK lisanslı” ise, hem müşterilerinin fon güvenliğini sağlamak hem de şeffaf bir şekilde işlem yürütmekle yükümlüdür.
SPK Lisansının Sağladığı Güvence Nedir?
SPK, düzenli olarak aracı kurumları denetler. Firmalar belirli sermaye yeterlilik oranlarına sahip olmalı, yatırımcıların fonlarını kendi hesaplarından ayrı tutmak zorundadır. Bu durum, olası bir finansal sıkıntı ya da dolandırıcılık vakasında yatırımcının parasını korur.
Ayrıca yaşanabilecek bir anlaşmazlıkta yatırımcı, SPK’ya resmi şikayet başvurusu yaparak hakkını arayabilir. Bu yönüyle SPK lisanslı kurumlar, yurtdışı forex firmalarına kıyasla yatırımcıya çok daha etkili bir hukuki koruma sağlar.
SPK Lisanslı Kurumlarda Para Yatırma ve Çekme Güvencesi
Yurt dışı forex firmalarında zaman zaman para çekme taleplerinin geciktiği, hatta ödenmediği durumlar yaşanabiliyor. Ancak SPK lisanslı kurumlarda bu risk oldukça düşüktür. Çünkü firmalar, her işlemde belirli prosedürlere ve yasal raporlama yükümlülüklerine tabidir.
Yatırımcı, hesabına para yatırırken veya çekim yaparken Türkiye’deki banka altyapısını kullanır. Bu da işlemlerin daha hızlı ve güvenli gerçekleşmesini sağlar. Yurt dışı firmalarda ise Türkiye’de anlşamalı bazı kurumların hesaplarına para gönderimi ve para çekimi yapılmaktdır. Bu durum MASAK tarafından incelendiğince ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Bu anlamda yatırımcıların sorun yaşamamsı için, yabancı fx kurumlarından uzak durmasında fayda olacaktır. Bu konu ve yabancı fx şirketlerinin yatırımcılara yaşattığı mağduriyetlerle ilgili ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz.
Geniş Yetkili, Kısmi Yetkili ve Dar Yetkili Kurum Ne Anlama Geliyor?
SPK, aracı kurumlara faaliyet kapsamına göre farklı yetki seviyeleri verir:
- Geniş Yetkili Aracı Kurumlar: Forex (kaldıraçlı işlemler), hisse senedi, tahvil, vadeli işlemler gibi tüm sermaye piyasası faaliyetlerini yürütebilir.
- Kısmi Yetkili Aracı Kurumlar: Belirli piyasalarda işlem yetkisine sahiptir, genellikle kaldıraçlı işlemler için sınırlıdır.
- Dar Yetkili Aracı Kurumlar: Yalnızca belirli yatırım hizmetlerini sunabilir, forex işlemleri genellikle bu grupta yer almaz.
SPK Lisanslı Forex Firmaları (2025 İtibarıyla Aktif Kurumlardan Bazıları)
Aşağıda, SPK lisanslı ve hâlihazırda aktif olan bazı geniş yetkili forex şirketleri yer almaktadır:
- A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- ALB Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- GCM Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- Info Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- Gedİk Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- Ziraat Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
- Midas Yatırım
- QNB Yatırım Menkul Değerler A.Ş.
Tüm lisanslı kurumların güncel listesini SPK’nın resmi sayfasında görüntüleyebilirsiniz:
👉 SPK Aracı Kurumlar Listesi
SPK’nın Belirlediği Temel Forex Kuralları
SPK lisanslı forex firmaları, yatırımcıyı korumak amacıyla belirlenen şu temel kurallara uymak zorundadır:
- Minimum teminat tutarı: 50.000 TL
- Maksimum kaldıraç oranı: 1:10
- Zorunlu bilgilendirme yükümlülüğü: Yatırımcı, işlem yapmadan önce riskleri açıkça anlamalıdır.
- Fon ayrıştırma zorunluluğu: Müşteri fonları şirket varlıklarından tamamen ayrı tutulur.
Bu kurallar, hem yatırımcıyı korumak için hem de piyasalarda oluşabilcek olası spekülatif hareketlerinönüne geçmek için konulmuştur. zellikle 2017 yılınd ayapılan kaldıraç ve mnimum teminat tutarı uygulaması Türkiye’de forex ytaırımcıları tarafından pek hoş karşılanmamış olsa da, piyasa işleyişine olumlu bazı katkıları olduğu da görülmektedir.
Türkiye’deki Yetkili Tek Regülatör – SPK
Forex piyasasında kazanç kadar güven de önemlidir. Çünkü işlemlerinizle ettiğiniz kazancı firma müdahalesiyle kaybetme riskiniz söz konusu olabilir. Yurtdışı firmaların sunduğu yüksek kaldıraç ve bonuslar cazip görünse de, yasal koruma açısından SPK lisanslı firmalar her zaman bir adım öndedir.
Türkiye’de forex piyasasında regülatör konumunda olan ve lisans sağlayıcı olan tek kurum SPK’dır. Dolayıs ile yatırımcılar regülasyona sahip yasal statüde olan kurumlarla işlem yaparak riskini azaltabilir.
Eğer uzun vadeli ve güvenli bir yatırım planlıyorsan, tercihini SPK denetimindeki aracı kurumlardan yana kullanmak en doğru adım olacaktır.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik ticaret resti, kripto para piyasasında son yılların en sert çöküşünü tetikledi.
24 saatte 9,5 milyar dolarlık pozisyon tasfiye edilirken, Bitcoin ve Ethereum başta olmak üzere tüm majör kripto varlıklar ciddi kayıplar yaşadı.
Trump’ın açıklamaları sonrası piyasalarda oluşan panik havası, sadece kriptoları değil, küresel risk iştahını da yerle bir etti.
Yaklaşık 1,5 milyon yatırımcı pozisyonlarını kaybetti; bunların 8 milyar doları long, 1,55 milyar doları short pozisyonlardan geldi.
Bitcoin ve Ethereum’da Kan Kaybı
Piyasalar, Trump’ın Çin’e yönelik çıkışını sindiremeden sert satışlarla karşılaştı.
Bitcoin kısa sürede %8’e yakın değer kaybederken, Ethereum’un düşüşü %10’u geçti.
Vadeli işlem borsalarında 1,37 milyar dolarlık Bitcoin ve 1,25 milyar dolarlık Ethereum pozisyonu tasfiye oldu.
Bu çöküş, piyasanın kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Yatırımcılar Trump’ın açıklamalarını “riskli varlıklardan uzak dur” sinyali olarak yorumlayıp hızla pozisyon kapattı.
Ticaret Savaşının Yeni Cephesi: Boeing
Trump’ın hedefinde bu kez yalnızca gümrük vergileri değil, stratejik ihracat kalemleri de var.
ABD Başkanı, Çin’in nadir toprak mineralleri üzerindeki ihracat kısıtlamalarına karşılık, Boeing parçaları için ihracat kontrolleri getirebileceklerini söyledi.
Bu açıklama, iki ülke arasındaki ticaret gerilimini yeniden tırmandırma riski taşıyor.
Zira Çinli havayollarının elinde 222 adet Boeing siparişi bulunuyor ve Çin’de 1.855 Boeing uçağı aktif şekilde uçuyor.
Bu durum, olası bir ihracat yasağının hem Çin havacılığını hem de Boeing’i doğrudan vurabileceğini gösteriyor.
Kripto Piyasasında Zincirleme Etki
Trump’ın resti, yatırımcıların gözünde yeni bir “ticaret savaşı dönemi” başlattı.
Küresel piyasalar riskten kaçış moduna girerken, kripto paralarda likidasyonlar adeta çığ gibi büyüdü.
Kaldıraçlı işlem yapan yatırımcılar büyük kayıplar yaşarken, piyasa bir anda “toparlanma değil, kaçış” moduna geçti.
Birçok trader için bu sert düşüş “fırsat” değil, “uyarı sinyali” olarak algılandı.
Yatırımcılar Şaşkın: Bu Düşüş Nereye Kadar Sürecek?
Trump’ın 1 Kasım’da yürürlüğe girecek yeni tarifeleri, küresel risk algısını şimdiden altüst etmiş durumda.
Eğer bu kararlar devreye girerse, ABD-Çin ticaret savaşı yeniden alevlenecek ve bu da riskli varlıklar için yeni bir satış dalgası anlamına gelebilir.
Kripto piyasasında ise panik havası hâlâ dağılmış değil. Yatırımcılar bir yandan “dip fırsatı” kovalarken, diğer yandan belirsizlik nedeniyle ellerini tetikten çekemiyor.
Bitcoin Artık Güvenli Liman mı, Riskli Varlık mı?
Son yaşanan tablo, kripto piyasasında eski tartışmaları yeniden alevlendirdi: Jeopolitik riskler arttığında Bitcoin hâlâ “güvenli liman” mı, yoksa sadece “yüksek volatiliteye açık bir riskli varlık” mı?
Bu sorunun net bir cevabı yok. Ancak bir gerçek var ki, kripto piyasası artık küresel siyasetten bağımsız değil. Trump’ın birkaç cümlesi bile milyarlarca dolarlık pozisyonu silebiliyorsa, piyasanın güvenilirliği elbetteki tartışılır. Tabii burada bitcoin tarafındaki düşüş sınırlı kaldı. BU anlamda BTC hala 100 k üzrinde fiyatlanıyor. DOlayısıyla bu durumun BTC’nin güvenilirliğine ne kadar zarar verip vermediği de sizlerin kararı.
Forex piyasasını uzun süredir yakından izleyen biri olarak şunu açıkça söyleyebilirim: Son yıllarda yurt dışı forex firmalarının Türkiye’ye ilgisi ciddi şekilde arttı. Sosyal medya reklamlarından inceleme sitelerine kadar her yerde “lisanslıyız, güveniliriz, paranız güvende” mesajlarıyla karşılaşıyoruz. Ancak bu görüntünün ardında çoğu zaman tamamen farklı bir tablo var.
Paravan Şirketlerle Kurulan Tuzaklar
Yurt dışı forex firmalarının büyük kısmı aslında Türkler tarafından kurulmuş paravan yapılar. Kendilerini İngiltere, Kıbrıs veya Avustralya merkezli gibi gösteriyorlar ama çoğunun ne gerçek bir ofisi var ne de regülatör denetimi. İnternette profesyonel görünümlü bir site açıp “uluslararası lisanslı kurum” imajı yaratıyorlar. Oysa kullandıkları belgeler genellikle sahte ya da başka bir kuruma ait oluyor. Gerçekte yatırımcının parasını koruyacak hiçbir yasal zemin bulunmuyor.
Türkiye’de kuyumcular veya farklı irketlerle anlaşıp ödeme alan bu tarz kurumlar bir sür sonra bir baıyorsunuz ortadan kayboluyor. Bazıları ortadan kaybolmadan onlarca mağduriyet yaşattıktan sonra da hiç birşey yokmuş gibi faaliyet göstrmeye devam ediyor. Maalesef bilgisiz yatırımcılar, yüksek kazanç vaadiyle bu tarz oluşumların ağına düşüyor ve çıkabilmek maalesef pahalıya patlıyor.
Sahte Lisans Belgeleriyle Güven Kazanma Çabası
Bu firmaların çoğu, yatırımcıyı kandırmak için web sitelerine PDF formatında lisans belgeleri ekliyor. Belgelerin üzerinde tanıdık regülatör logoları yer alıyor ama doğrulama bağlantısı yok. Yani belgeye bakan biri “lisanslı kurum” sanıyor, ancak o belge genellikle tamamen sahte. Hatta bazıları, yıllardır piyasada faaliyet gösteren gerçek regülatörlerin lisans numaralarını kopyalayıp kendi isimleriyle yayınlıyor.
Sahte Yorumlar ve İnceleme Siteleri
Birçok firma, sahte inceleme ve değerlendirme siteleri kurarak kendi hakkında övgü dolu yorumlar paylaşıyor. “Paramı beş dakikada çektim” ya da “müşteri temsilcileri çok ilgili” gibi ifadelerin çoğu aslında o firmaların kendi çalışanları tarafından yazılıyor. Amaç, yeni yatırımcıyı etkilemek ve güven duygusu oluşturmak. Gerçekte bu yorumların arkasında tek bir gerçek kullanıcı bile bulunmuyor.
Şikayet Platformlarında Kurgu Senaryolar
Bazı firmalar işi daha da ileri götürüp şikayet sitelerinde bile senaryo hazırlıyor. Kendi kendilerine “paramı çekemedim” şeklinde sahte şikayet oluşturup, ardından “sorun çözüldü, teşekkür ederim” diye yanıt yazıyorlar. Böylece dışarıdan bakan biri firmanın müşteri memnuniyetine önem verdiğini zannediyor. Gerçekteyse ortada ne gerçek bir müşteri var ne de çözülmüş bir problem. Biz yıllardır piyasa içindeolan yatırımcılar bunarı artık anlayabiliyoruz ancak yeni başlayan bir forex yatırımcısının bunları kavrayabilmesi maalesef pek mümkün olmuyor.
Gerçek Mağduriyetler ve Dolandırıcılık Taktikleri
Forex piyasasında yıllardır benzer hikâyeler duyuyoruz. Yatırımcı para çekmek istediğinde, firma çeşitli bahanelerle ek ödeme talep ediyor. “Vergi kesintisi”, “hesap doğrulama ücreti” ya da “işlem onayı” gibi tamamen uydurma gerekçelerle yatırımcıdan daha fazla para isteniyor. Hatta bazı yatırımcılara “önce şu kadar daha yatır, sonra paranı göndereceğiz” deniyor. Tabii bu ek ödemeler yapıldıktan sonra firma ortadan kayboluyor ve yatırımcının parası bir daha geri gelmiyor.
SPK Denetimi Olmayan Kurumlara Dikkat!
Tüm bu risklerin ötesinde, SPK lisansına sahip olmayan yurt dışı forex firmalarıyla işlem yapmak Türkiye’de yaşayan yatırımcılar için yasadışıdır. SPK, 2017 yılında getirdiği düzenlemelerle bu tür faaliyetleri açıkça yasakladı. Bu nedenle, yurt dışı merkezli lisanssız veya denetimsiz kurumlarla çalışmak sadece yatırımcının parasını değil, hukuki durumunu da riske atar.
Yurt dışı forex firmaları ne kadar cazip teklif sunsa da, bu kurumların büyük kısmı sahte belgeler, paravan şirketler ve manipülatif reklamlarla yatırımcıları kandırıyor. Türkiye’de yaşayan bir yatırımcı için en doğru ve güvenli adım, SPK tarafından denetlenen kurumlarda işlem yapmaktır. Çünkü bu kurumlarda paraekiminde sorun yaşama, dolandırılma gibi bir durum yaşama ihtimalinizçok düşüktür. Herhngi bir sorun yaşadığıızda SPK’ya şikayet etme imkanınız bulunmaktadır. Bu anlamda SPK lisanslı firmalarla çalışmak riskinizi düşürecektir. Ancak forex piyasasını yüksek risk içerdiğini unutmayın. Firma riskinizi azaltmışolsanız da piyasanın kendi riskinin frkında olup buna göre işlemlerinize dikkat etmelisiniz.
Eylül ayında açıklanan enflasyon verileri piyasaları şaşırttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 3,23 oldu. Beklenti ise yüzde 2,50 civarındaydı. Yıllık bazda ise enflasyon %33,29 seviyesine yükseldi.
Bu tablo, piyasalarda “beklentiyi aşan enflasyon” algısını güçlendirdi. Özellikle gıda ve eğitim kalemlerinde yaşanan sert artışlar, fiyat baskısının sürdüğünü gösteriyor. Enflasyonun bu şekilde yüksek seyretmesi, yatırımcıların “faiz artışı gelir mi?” beklentisini de yeniden gündeme taşıdı.
Veriler Ne Diyor?
Eylül ayında en yüksek artış yüzde 17,90 ile eğitim grubunda görüldü. Eğitimi %4,62 ile gıda ve alkolsüz içecekler, %2,81 ile ulaştırma ve %2,56 ile konut izledi.
Yıllık bazda ise en çok artan harcama kalemleri şöyle:
- Konut: %51,36
- Gıda ve alkolsüz içecekler: %36,06
- Ulaştırma: %25,30
Bu üç ana grubun toplam etkisi, yıllık enflasyona yaklaşık %20’lik bir katkı sağladı.
Diğer yandan, üretici fiyatları da (Yİ-ÜFE) tarafında tablo çok farklı değil. Üretici fiyatları aylık %2,52, yıllık %26,59 artış gösterdi. Özellikle imalat sektöründe fiyat artışları dikkat çekici düzeyde.
Enflasyon Verisi Sonrası Borsa İstanbul’da Satış Baskısı
Enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından Borsa İstanbul’da sert satışlar görüldü.
BIST 100 endeksi sabah saatlerinde 11.000 puanın hemen üzerinde tutunmaya çalışıyor. Şu sıralarda 11k üzerinde tutunan endekste gelen BOFA satışları bu rakamın altına doğru harektin devamıı getirecek gibi görünüyor.
Piyasada özellikle Bank of America kaynaklı satışlar öne çıkıyor. Gün içinde 2 milyar TL’yi aşan yabancı çıkışı, endeks üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor.
Analistler, 11.000 puan seviyesinin psikolojik bir eşik olduğunu, bu seviyenin altına sarkılması hâlinde 10.860 desteğinin gündeme gelebileceğini belirtiyor.
Bugün için sadece görülen fiyat değil, kapanış seviyesi de oldukça kritik. Eğer endeks 11.000 üzerinde bir kapanış yaparsa kısa vadede dengelenme beklenebilir; aksi durumda satışların devam etmesi şaşırtıcı olmaz.
Enflasyondaki yukarı yönlü hareketler borsaya negatif yansıyor. Yatırımcılar, faiz indirim sürecinde olan TCMB’nin politikasının değişebileceği endişesiyle satışa geçiyor. Gelen rakamlar tek başına alarm vermese de, faiz indirimlerine ara verilebileceği algısı yatırımcıları borsadan uzaklaştırıyor.
Döviz ve Altın Cephesi de Harekete Geçti
Enflasyonun beklentinin üzerinde gelmesiyle birlikte dolar ve euro tarafında da hafif yükselişler yaşandı.
USD/TRY kuru şu anda 41,70 seviyesinde işlem görüyor. Euro/TL ise 49 lira bandına doğru tırmanmış durumda.
Altın cephesinde ise gram altın 5.350 TL seviyesine yakın fiyatlanıyor. Bu hareket, yatırımcıların yüksek enflasyon verisi sonrası güvenli liman arayışına yöneldiğini gösteriyor. Özellikle faiz ve enflasyon arasındaki farkın açılması, altın ve dövizde talebi canlı tutuyor.
Piyasalarda Bundan Sonra Ne Bekleniyor?
Eylül verileri, fiyat baskısının hâlâ güçlü olduğunu net biçimde ortaya koydu. Bu durum, hem TCMB’nin para politikasını hem de yatırımcıların risk iştahını etkiliyor. Kısa vadede Borsa İstanbul’da dalgalanma devam edebilir; özellikle yabancı satışlarının sürmesi hâlinde 10.800-10.850 bandına doğru bir düzeltme görülme ihtimali yüksek.
Öte yandan, enflasyonun beklentinin üzerinde gelmesi faiz artışı beklentilerini de yeniden gündeme taşıyor. Eğer TCMB önümüzdeki toplantılarda sıkı duruşunu korursa, bu durum dövizdeki yukarı yönlü hareketi sınırlayabilir.
Ancak kısa vadede tablo net: enflasyon yükseldi, borsa baskı altında, döviz ve altın ise hafif yukarı eğilimde.
Forex piyasasında işlem yapan herkesin mutlaka duyduğu bir kavram vardır: spread.
Ama çoğu yatırımcı bu farkın tam olarak ne ifade ettiğini ya da kazançlarını nasıl etkilediğini tam bilmez. Oysa spread, forexte işlem maliyetinin kalbidir diyebilirim.
Spread Nedir, Neden Önemli?
Spread dediğimiz şey, alış (bid) ve satış (ask) fiyatı arasındaki farktır. Bir paritede pozisyon açtığında, aslında bu farkı da ödemiş olursun. Yani görünürde “komisyonsuz” işlem yapsan bile, broker zaten bu fark üzerinden kazancını alır.
Basit bir örnek: EUR/USD paritesi 1.0950 – 1.0952 arasında işlem görüyorsa aradaki fark 0.0002 yani 2 pip’tir. Bu da o işlemdeki maliyetindir.
Şunu da belirtmekte fayda var. Bazı firalar ECN hesap seçeneğisunarak çok düşükspread oranları ile işlem yapmanıza olanak tanıyor. Bu anlamdadirekt piyasaya iletilen emirlerle kafanız rahat oluyor. Ancka bu hesap türünde de lot başına 3 dolar ile 10 doları bulan komisyonlar olabiliyor. Bu anlamda firmaları sunduğu hesap türlerini detaylıca incelemek gerekiyor.
Spread Neden Değişiyor?
Spread oranı sabit kalmaz çünkü piyasa da hiçbir zaman sabit değildir. Likidite, volatilite ve hatta günün saati bile bu farkı etkiler. Mesela Londra piyasasının açık olduğu saatlerde işlem hacmi yüksektir, spreadler dar olur. Ama Asya seansına geçildiğinde ya da önemli bir veri açıklanacağı zaman, spreadin bir anda açıldığını görürsün.
Bu durum özellikle veri açıklamaları sırasında belirginleşir. Tarım dışı istihdam, enflasyon verisi ya da faiz kararları açıklandığında fiyatlar saniyeler içinde sert hareket eder. O anlarda spreadin 2 pipten 20 pipe çıktığı bile olur. Aslında broker’lar burada kendini korumaya çalışır çünkü o volatilitede likidite azalır. Özellikle hazineli aracı kurumlarda sprad oranlarının bu tarz duurlardaaşırı açılması sonucu yatırımcılar gereksiz kayıplar yaşayabilir. Çünkü piyasada olmayan fiyat üzerinden stop loss çalışabilir ve yatırımcılar zarar edebilir. Bu anlamda yatırımcıların forex şirketi seçerken dikkatli olması gerekiyor. Öncesinde demo hesapta spread oranlarını gece vakitlerinde ve verisaatlerinde test etmek doğru biradım olacaktır. Yine demo hesap sonasında da daha düşük tutarlarla işleme girmek firma spread oranı politikasını anlamak için doru bir yaklaşım olacaktır.
Sabit Spread mi, Dinamik Spread mi?
Forex şirketleri genelde iki tür spread modeli sunar: sabit ve dinamik.
- Sabit Spread:
Piyasa koşullarından bağımsız olarak hep aynı kalır.
Özellikle yeni yatırımcılar için öngörülebilir bir yapı sağlar.
Ama normal zamanlarda biraz daha yüksektir. Yani “her zaman sabit” ama genelde “biraz pahalı”. - Dinamik Spread:
Piyasa sakin olduğunda oldukça düşük olur.
Fakat veri saatlerinde ya da volatilite yükseldiğinde fark genişleyebilir.
Günümüzde çoğu forex firması dinamik spread sunuyor çünkü bu sistem gerçek piyasa koşullarına daha yakın.
Kısacası, sık işlem yapan biriysen dinamik spread avantajlı olur.
Ama sabitlik arıyorsan, sabit spreadli hesaplar seni daha rahat ettirebilir.
Spread Oranlarını Kim Belirliyor?
Bir kurumun spread oranı aslında kendi insiyatifinde değildir. Arka planda çalışan likidite sağlayıcılar, yani büyük bankalar ve finans kurumları, fiyatları belirler. Forex şirketi de bu fiyatları alır, üzerine kendi marjını ekler ve yatırımcıya yansıtır. Farklı bir konu olarak hazineli aracı kurum ve hazinesiz forex aracı kurumunu dah asonra detaylıca anlatacağız. Şimdilik unu ifade etmekte fayda var. Hazineli kurumlarda spreadlere müdahale olasılığı daha fazla olabiliyor. Çünkü firmalar özellikle veri saatlerinde ya da gece saatlerinde kendilerini riskten korumak için spred oranlarını aşırı açabiliyor. Çünkü sizin kazancınız firmanın kaybı anlamına geliyor. Bunu daha sonra hazineli ve haznesiz kurumlarınf arklarını anlatacağımız içerikte detayları ile anlatacağız.
Ne kadar fazla likidite kaynağı varsa, alış-satış farkı o kadar dar olur. Bu yüzden bazı kurumlar 0.1 pip gibi düşük spreadler sunabiliyor, çünkü doğrudan piyasaya bağlanıyorlar.
Veri Zamanlarında Neden Spread Artıyor?
Bu belki de yatırımcıların en çok merak ettiği sorulardan biri.
Cevabı basit: risk.
Veri açıklandığı anda fiyatlar bazen 1 saniyede 100 pip oynuyor.
Bu kadar hızlı bir ortamda likidite sağlayıcılar bile fiyat vermekte zorlanıyor. O yüzden broker’lar geçici olarak spreadleri genişletiyor. Bu, hem sistemin korunması hem de yatırımcının aşırı risk almaması için gerekli bir önlem aslında.
Spread Maliyetini Azaltmanın En Basit Yolu
En düşük spreadi yakalamanın yolu doğru firmayla çalışmak. Yani SPK lisanslı, şeffaf ve gerçek zamanlı fiyat sağlayan kurumlarla. Ama tek kıstas spread değil; emir iletim hızı, slipaj oranı ve platform kalitesi de en az spread kadar önemli.
Birçok yatırımcı sadece düşük spread odaklı seçim yapıyor ama bu tek başına yeterli değil.
Çünkü eğer emirlerin geç gidiyorsa, 0.1 pip spread bile sana fayda etmez.
Forex piyasasında kazanç kadar, maliyet yönetimi de önemlidir.Spread küçük görünür ama uzun vadede ciddi fark yaratır. Bu yüzden hangi firmayla işlem yaptığını, hangi saatlerde işlem açtığını ve piyasanın hangi koşulda olduğunu bilmek büyük avantaj sağlar.
Bankalarda ve Döviz Bürolarında Spread
Spread konusu sadece forex piyasasıyla sınırlı değil. Bankalarda döviz alım-satımı yaptığında da alış ve satış fiyatları arasındaki fark karşına çıkar. Bankalarda spread genellikle forex piyasasına göre biraz daha yüksektir, çünkü bankalar yüksek işlem güvenliği ve hizmet maliyetlerini fiyatlara yansıtır. Örneğin, bir banka Euro’yu 49,10 TL’den alırken 49,20 TL’den satabilir; forexte ise bu oranlar çok daha düşüktür. alış 49,10 satış 49,11 gibi mesela. Bu anlamda bankalaırn makas aralıkları forexe göre oldukça yüksek diyebiliriz.
Döviz bürolarında ise makas arlaığı oldukça değişken olabiliyor.Örneğin Kapalıçarşı’da yer alan bir döviz bürosu ile İstanbul’un herhangi bir ilçesi veya başka bir ildeki döviz bürosu arasında ciddi makas farkları olabilir. Bu anlada en uygun fyatları hem alış hem de satış tarafında Kapalıçarşı’daki büyükdöviz büroları sunmaktadır. Dövizcilerde dolar, euro ve sterlin gibi paa birimlerinde oldukça uygun aralıkları döviz işlemleri yapılabiliyor. Diğer döviz birimlerindekimakas aralıkları ise bu para birimlerine göre oldukça yüksek kalabiliyor.
Yani ister forex broker’ı, ister banka, ister döviz bürosu olsun, alış ve satış fiyatları arasındaki fark her zaman maliyet yaratır. Bu yüzden işlem yapmadan önce spread oranlarını karşılaştırmak, uzun vadede kazancını artırmak için önemli bir adım olur.
1 Ekim 2025 itibarıyla Borsa İstanbul’da satış yönlü hareketler yeniden dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta yaklaşık 16 milyar TL’lik satış yapan Bank of America (BOFA), bu haftaya da aynı hızla başladı. Bugün saat 12:00 itibarıyla kurumun 1,7 milyar TL civarında satış yaptığı görülüyor ve haftalık toplam satış miktarı 3 milyar TL’yi aşmış durumda. Borsada geçtiğimiz haftadan bu yana devam eden BOFA baskısı ne zaan sona ercke merak ediliyor.
Endeks dün 11.000 puan üzerinde kapanmasına rağmen bugün o seviyeyi koruyamadı ve satışların etkisiyle yön aşağı döndü. Şu dakikalarda BIST 100 endeksi yüzde 1’e yakın düşüşte işlem görüyor.
BOFA’nın Satış Baskısı Hangi Hisselerde Yoğunlaşıyor?
Piyasada gözlenen tabloya göre, BOFA özellikle SASA, HEKTS, CANTE ve KONTR gibi hisselerde satıcı konumunda. Bu hisselerde gün içinde tabana yakın işlemler dikkat çekiyor. Özellikle son dönemde yüksek prim yapan sanayi ve kimya hisselerinde gelen bu satışlar, endeksin genel dengesini de olumsuz etkiliyor.
Satışların yalnızca birkaç hissede değil, endeks geneline yayılması piyasa katılımcılarında “BOFA yeniden mi ağırlık azaltıyor?” sorusunu gündeme getirdi. Kurumun daha önce de benzer şekilde yoğun satışlar yaptığı dönemlerde endekste kısa vadeli düzeltmeler görülmüştü.
Teknik Görünümde Kritik Seviyeler
Teknik açıdan bakıldığında, 10.860 puan seviyesi kısa vadede önemli bir destek olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin altında kalınması halinde satışların 10.700 bandına doğru genişleme riski bulunuyor.
Yukarı yönlü hareketlerin anlam kazanabilmesi içinse 11.200 puanın üzerinde bir kapanış görmek gerekiyor. Bu seviyenin aşılması, piyasada yeniden güven havası oluşturabilir.
Kısa vadede 11.050 direnci ilk test noktası olarak izlenebilir. Ancak bu bölgede gelen satışlar endeksin tepki gücünü sınırlıyor. Özellikle bankacılık endeksinde zayıf seyir, BIST100’ün toparlanmasını güçleştiriyor.
Altın ve Döviz Cephesinde Hareketlilik
Borsa satış baskısı altındayken, yatırımcıların bir kısmı güvenli limanlara yönelmiş durumda. Ons altın 3.895 dolar seviyesine çıkarak yeni rekor tazeledi. 3.900 dolar direncinin kırılması hâlinde yeni zirveler gündeme gelebilir.
Dolar/TL kuru ise 41,60 seviyesini aşarak rekor tazelerken, gram altın Kapalıçarşı’da 5.300 TL’nin üzerine yükselmiş durumda. Bu tablo, yatırımcıların kısa vadede hisse senetlerinden çıkıp değer koruyucu enstrümanlara yöneldiğini gösteriyor.
Piyasa Gözlemim ve Genel Değerlendirme
Uzun yıllardır Borsa İstanbul’u izleyen biri olarak söyleyebilirim ki, bu tür dönemlerde büyük yabancı kurumların satışları genellikle “dalga etkisi” yaratır. Piyasanın genel havası zayıfladığında, küçük yatırımcı da bu akışa kapılarak satış yönlü pozisyon alıyor. BOFA’ya eşlik eden küçük yatırımcı satışları ile borsada hisse bazlı sert düüşler dikkat çekiyr. Ancak bazı hisselerde alıcı tarafının da güçlü olduğu ve bir grubun da hdüşüşleri fırsat oalrak görüp hisse topladığı anlaşılıyor. Bu anlamda sadece BOFA satıcı diye hisse satmak mantıklı bir yaklaşım olarak görülmemeli.
Unutulmaması gereken nokta şu: BOFA gibi büyük oyuncular kısa vadeli pozisyon değişimleriyle sık sık piyasayı yönlendirir. Bu nedenle, mevcut satış baskısını kalıcı bir trend dönüşü olarak değil, kar realizasyonu ve portföy dengesi hareketi olarak görmek daha sağlıklı olabilir. Çünkü günlerdir satıcı olan BOFA bir anda en iyi alıcı konumuna gelip piyasayı yukarı döndürme potansiyeline sahip.
Özellikle 10.860 desteği üzerinde tutunma sağlanırsa, bu satış dalgası yerini kısa vadeli bir toparlanmaya bırakabilir. Fakat bu desteğin kırılması hâlinde, satışların hızlanması şaşırtıcı olmayacaktır.
Forex piyasasında işlemyapmak isteyen yatırımcılariçin en önemli noktalardan ilki forex aracı kurumu seçimidir. Çünkü son dönemde artan forex dolandırıcılığı vakaları dikkatçekiyor ve yatırımcılar bu uruma karşı uyanık olmalılar. Doğru şirketle çalışmak, sadece kazanç ihtimalinizi değil, sermayenizin güvenliğini de doğrudan etkiler. Yıllardır bu piyasada işlem yapan biri olarak söyleyebilirim ki, forex şirketi seçerken atlanan küçük bir detay bile uzun vadede büyük sorunlara yol açabiliyor.
1. Lisans ve Yasal Denetim Olmazsa Olmazdır
İlk bakılması gereken şey, kurumun SPK lisansına sahip olup olmadığıdır. Türkiye’de faaliyet gösteren her forex şirketi, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmek zorunda. Lisanssız kurumlarda işlem yapmak, paranızı hiçbir yasal güvence olmadan teslim etmek anlamına gelir.
SPK lisanslı kurumlarda yatırımcı fonları Takasbank güvencesi altında tutulur. Bu da paranızın şirket hesaplarında değil, devlet denetimindeki bir saklama kuruluşunda saklandığı anlamına gelir. Kısacası lisans, yatırımcının en sağlam sigortasıdır.
Yurt Dışı Forex Şirketleri Uyarısı
Son dönemde yurt dışı forex firmalarına talebin arttığı görülmektedir. Ancak dikkat ederseniz şikayet oranları da aynı ölçüde artmış durumda. Çünkü birçok yabancı forex şirketi güvenilir regülatörler tarafından lisanslı olduğunu iddia ediyor olsa da birçoğu lisanssız olarak faaliyet göstermeye devam ediyor. Bu nedenle SPK lisanslı forex şirketlerini tercih etmek büyük önem arz ediyor.
2. Şeffaflık ve İletişim Kalitesi Güveni Belirler
Bir forex şirketinin güvenilirliğini anlamanın en kolay yolu, ne kadar açık davrandığına bakmaktır. Komisyon oranlarını, spread farklarını ya da işlem koşullarını gizleyen bir kurumdan uzak durmak gerekir.
Ayrıca müşteri temsilcileriyle kolayca iletişime geçebilmek çok önemlidir. Gerçekten profesyonel kurumlarda karşınıza işini bilen, piyasayı takip eden danışmanlar çıkar. Sorularınıza ezberlenmiş cevaplar değil, tecrübeye dayalı açıklamalar alırsınız.
3. İşlem Platformunun Kalitesi Kritik Fark Yaratır
Forex piyasasında her saniye değerlidir. Bu yüzden kullandığınız işlem platformunun hızı ve kararlılığı büyük fark yaratır.
En yaygın kullanılan sistemler MetaTrader 4 (MT4) ve MetaTrader 5 (MT5) platformlarıdır. Emirlerin gecikmeden işlenmesi, grafiklerin doğru çalışması, göstergelerin kararlı olması yatırımcı deneyimini doğrudan etkiler.
Benim tavsiyem, gerçek hesaba geçmeden önce demo hesap açarak platformu mutlaka test etmenizdir. Emir gecikiyor mu, fiyat farkı oluşuyor mu, bunları kendi gözünüzle görmek en doğru yöntemdir. Tabi bazı kurumlar demo hesap serverında sorun çıkarmazken real hesaba geçince sıkıntılar çıkarabilmektedir. Bu anlamda yatırımcıların uyanık olmasında fayda var.
4. Para Çekme Süreci ve Finansal Güvence
Forex şirketi ne kadar iyi olursa olsun, paranızı çekmekte zorlanıyorsanız o kurum güvenilir değildir. Türkiye’de SPK lisanslı kurumlarda para çekme işlemleri genellikle aynı gün içinde tamamlanır.
Yurt dışı lisanssız kurumlarda ise gecikmeler hatta hiç ödeme yapılmaması gibi risklerle karşılaşmak mümkündür. Bu yüzden bu tarz lisanssız ve Türkiye’de yasal olmayan kurumlardan uzak durmanızı tavsiye ederim.
5. Eğitim ve Analiz Desteği Gerçek Farkı Yaratır
Piyasada sadece işlem yaptıran değil, yatırımcısına bilgi kazandıran kurumlar uzun vadede fark yaratır.
Günlük analiz raporları, canlı yayınlar, teknik analiz videoları gibi kaynaklar size sadece bilgi değil, tecrübe kazandırır.
Benim deneyimime göre, yatırımcıyı bilinçlendiren kurumlar zaten güven konusunda da en sağlam olanlardır.
6. Kaldıraç ve Risk Yönetimi Denge Unsurudur
Türkiye’de maksimum kaldıraç oranı 1:10 ile sınırlı. Bazı yatırımcılar bunu düşük bulur ama aslında bu oran sizi korur.
Yüksek kaldıraç, kısa vadede kazancı büyütse de kaybı da katlar. Profesyonel yatırımcılar düşük kaldıraçla, planlı şekilde işlem yapar.
Unutmayın, forex’te önemli olan tek işlemde kazanmak değil, uzun vadede oyunda kalmaktır.
7. Spread Oranlarını Kontrol Edin Sonrasında Pişman Olmayın
Fx piyasasında her ürün için belirlenmiş alış ve satış fiyatları var. Bunlar anlık oalrak değişmekte. Hazinesiz kurumlar direkt piyasaya fiyatı iletirken alım ve satımfiyatı arasındaki makastan para kazanırlar. Hazineli kurumlar ise bu anlamda biraz daha riskli olabilir. Çünkü kendi içinde hazineli kurumolduğunda alım-satım spread farkını aşırı açma riski oluşabilir.
Özellikle bir ekonomik veri veya önemli bir merkez bankası kararı açıklanırken alış ve satış aasındaki makas cidi anlamda açılabilir ve zarar yazmanıza nedn olabilir. Bu ndenle öellikle ECN hesap türü forex yurt dışında en çok tercih dilen hesap çeşitleri arasında yer alıyor. Ülkemizde de fira seçimi yaparke sprad oranlarına dikkat etmek gerekiyor.
8. Kullanıcı Yorumlarını ve Şikayet Geçmişini İnceleyin
Bir kurum hakkında bilgi edinirken apabileceğiniz en doğru yaklaşım yatırımcı yoruları olacaktır. Yatırımcıların o forex brokerı ile ilgili yorum ve şikayetleri size yol gösterici niteliğindedir. Bu sayede szden önce firmada yatırım yapanların olumlu veya olumsuz dönüşlerini takip edebilirsiniz. Ayrıca firmanın olumsuz geri dönüşlere yaklaşımını da izleme fırstaı bulmuş olursunuz.
Elbette her firmada memnun olmayan müşteriler olabilir, ama önemli olan kurumun şikayetleri nasıl çözdüğüdür. Sorunlara sahip çıkan, iletişimde şeffaf davranan kurumlar uzun vadede yatırımcı güvenini kazanır.
Forex şirketi seçimi, yatırımcı için en stratejik kararlardan biridir. Lisans, güvenilirlik, platform kalitesi ve finansal şeffaflık konularında titiz davranmak, sizi hem maddi hem psikolojik olarak korur. Doğru kurumla çalışmak, piyasada sürdürülebilir başarı için ilk ve en önemli adımdır.
Borsa İstanbul yeni haftaya satış ağırlıklı bir başlangıç yaptı. BIST 100 endeksi sabah saatlerinde 11.100 puanın altına gerileyerek geçtiğimiz haftadan devraldığı zayıf görünümü sürdürdü.
Düşüşte yine Bank of America (BofA) kaynaklı satışların etkili olduğu görülüyor. Geçtiğimiz hafta yaklaşık 16 milyar liralık satış yapan kurum, bu haftanın ilk işlem gününde de 500 milyon TL’nin üzerinde satışla güne başladı.
BofA Satışları Baskı Oluşturuyor
Yabancı yatırımcıların son dönemdeki satış eğilimi, endekste yukarı yönlü hareketlerin kalıcılığını zorlaştırıyor.
Özellikle Bank of America’nın agresif satışları, bankacılık hisseleri başta olmak üzere endeksin geneline satış baskısı getirdi.
Bu durum, borsada kısa vadeli düzeltme hareketlerinin devam etmesine yol açıyor.
Analistler, 11.000 puan seviyesinin kısa vadede kritik destek konumunda olduğunu belirtiyor. Bu seviyenin altına sarkılması halinde satışların hızlanabileceği, ancak endeksin 11.000 civarında tutunması durumunda teknik olarak tepki alımlarının gündeme gelebileceği değerlendiriliyor.
Tepki Alımı Beklentisi Var
Bazı piyasa uzmanları, kısa vadede sınırlı bir tepki yükselişi görülebileceğini belirtiyor.
Ancak bu yükselişlerin kalıcı olabilmesi için ekstra haber akışlarının destekleyici olması gerektiği vurgulanıyor.
Özellikle yurt dışı piyasalardan gelebilecek olumlu veriler ya da makroekonomik açıklamalar, yerli yatırımcı tarafında risk iştahını yeniden artırabilir.
Şu anda yatırımcılar açısından en önemli seviye 11.000 puan desteği olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin korunması, kısa vadede olası toparlanma senaryoları için belirleyici olacak.
Döviz ve Altında Yükseliş Sürüyor
Borsadaki zayıf seyre karşın döviz kurları ve değerli metallerde yukarı yönlü hareketler dikkat çekiyor.
Dolar/TL sabah saatlerinde 41,50’nin üzerinde, Euro/TL ise 48,80 civarında fiyatlanıyor.
Yurtdışı piyasalarda ise ons altın yüzde 1’in üzerinde yükselerek 3.800 doların üzerine çıktı.
Yurtiçinde gram altın da ons tarafındaki yükselişin etkisiyle değer kazanıyor.
Yatırımcılar, özellikle küresel jeopolitik gelişmeler ve faiz politikalarına ilişkin belirsizlikler nedeniyle güvenli liman olarak altına yönelmeye devam ediyor.
BIST100 Tarafında Destek ve Direnç Seviyeleri
Günün geri kalanında endekste 11.000 – 11.050 bandı destek, 11.200 – 11.280 aralığı ise ilk direnç bölgesi olarak izlenecek.
Her hfta yen bir mahkeme kararı, yeni br siyasi olayın yaşandığı ülkemizde piyasalaırn gözü kulağı yine bu tarz haber akışlarında olacak.
Küresel Gelişmeler ve Dolar Endeksi Üzerindeki Etkiler
Borsa İstanbul’daki satış baskısı devam ederken, küresel piyasalarda da temkinli bir hava hâkim. Dolar endeksi yüzde 0,2 düşüşle 97,9 seviyesinde bulunuyor. Bu geri çekilmede, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yıl sonuna doğru faiz indirimine gidebileceği yönündeki beklentiler etkili oluyor. DXY tarafında gerilemnin etkisiyle euro dolar paritesi, gbpusd ve dolarçaprazlı paritelerde dolaraleyhine durum hakimken dolar TLkarşısında ise pozitif kalmaya devam ediyor. Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı gümrük tarifelerinin ekonomik yansımalarına ilişkin belirsizlikler de piyasalar üzerinde baskı oluşturuyor.
ABD’de açıklanan makroekonomik veriler Fed’in karar sürecine dair önemli ipuçları veriyor. Ağustos ayında kişisel tüketim harcamaları yüzde 0,6 artarak son beş ayın en hızlı yükselişini kaydetti. Bu da Amerikan ekonomisinde iç talebin canlı kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Fed’in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, yıllık bazda yüzde 2,9 artışla beklenildiği gibi geldi.
Bununla birlikte, iş gücü piyasasındaki yavaşlama sinyalleri dikkat çekiyor. Bu nedenle Fed’in ekim ayında yeni bir faiz indirimi adımı atabileceği yönündeki tahminler güç kazanmış durumda. Piyasalar bu hafta açıklanacak tarım dışı istihdam verisine odaklanmış durumda; veri, Fed’in sonraki adımlarına yön verebilir.
Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da yakından izleniyor. Richmond Fed Başkanı Tom Barkin, işsizlik ve enflasyonun hedeflerden uzaklaşmasına rağmen, “her iki cephede de ciddi bir bozulma riski görmediğini” belirtti. Öte yandan ABD Kongresi’nin bütçe görüşmelerinde yaşanan belirsizlik, hükümetin kapanma riskini gündeme getirirken, bu durumun istihdam verisinin açıklanmasını bile geciktirebileceği konuşuluyor.
Finans dünyasında bir adım öne çıkmak isteyen herkesin yolu bir noktada SPL lisanslarından geçiyor. Türkiye’de sermaye piyasalarında görev alabilmek, yatırım danışmanı ya da portföy yöneticisi olarak çalışmak için bu lisanslara sahip olmak gerekiyor. Peki nedir bu SPL lisansı, kaç çeşit vardır ve hangi alanlarda iş fırsatı sağlar?
Uzun süredir piyasaların içinde olan biri olarak bu konuyu kendi gözümden anlatmak istedim.
SPL Lisansı Nedir?
SPL, “Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu”nun kısaltmasıdır. Bu kurum, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilmiştir ve sermaye piyasasında çalışan kişilerin bilgi düzeyini ölçer, başarılı olanlara lisans verir.
Yani kısacası SPL lisansı, finansal piyasalarda profesyonel olarak çalışmanın anahtar belgesidir. Aracı kurumlar, yatırım şirketleri, portföy yönetim firmaları veya bankaların yatırım bölümleri gibi yerlerde görev almak için bu belgeye sahip olmak gerekir.
Kaç Çeşit SPL Lisansı Var?
SPL lisansları, kişinin görev alacağı alana ve bilgi düzeyine göre farklı kategorilere ayrılır. Her biri farklı yetki ve sorumluluklar sağlar.
1. Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 1 Lisansı
Bu lisans, piyasaya yeni adım atanlar için en temel seviyedir. Emir iletimi, müşteri bilgilendirme gibi işlemleri yapmaya olanak tanır.
Genellikle aracı kurum şubelerinde yatırım temsilcisi veya destek personeli olarak çalışanlarda bulunur.
Bu lisansa sahip olmak, sektöre giriş açısından önemli bir adımdır.
2. Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 2 Lisansı
Düzey 1’in üzerine çıkmak isteyenler için daha geniş yetkilere sahiptir. Yatırım danışmanlığı veya işlem gerçekleştirme gibi görevlerde kullanılabilir.
Finansal analiz bilgisi, risk yönetimi ve mevzuat hâkimiyeti bu seviyede daha fazla önem kazanır.
3. Sermaye Piyasası Faaliyetleri Düzey 3 Lisansı
Bu lisans, finans dünyasında “uzmanlık belgesi” olarak bilinir.
Portföy yöneticiliği, yatırım danışmanlığı, araştırma uzmanlığı gibi pozisyonlar için şarttır.
Düzey 3 lisansına sahip biri, aynı zamanda Düzey 1 ve 2 kapsamındaki görevleri de yapabilir.
4. Türev Araçlar Lisansı
Vadeli işlemler, opsiyonlar ve diğer türev ürünlerde işlem yapacak kişilerin alması gereken lisans türüdür.
Bu belge, türev piyasalarını anlamak ve yönetmek isteyen profesyoneller için olmazsa olmazdır.
5. Gayrimenkul ve Konut Değerleme Lisansları
Gayrimenkul sektöründe ekspertiz ya da değerleme uzmanı olarak çalışacak kişiler için hazırlanmıştır.
Mühendislik, şehir planlama veya finans kökenli kişiler genellikle bu lisansa yönelir.
6. Kredi ve Kurumsal Yönetim Derecelendirme Lisansları
Şirketlerin finansal yapısını ve yönetim kalitesini değerlendiren kurumlarda görev almak isteyen profesyoneller için uygundur.
Kredi notu belirleme, finansal analiz gibi işlerde geçerlidir.
SPL Lisanslarıyla Hangi Alanlarda Çalışılabilir?
SPL lisansına sahip kişiler, finans sektöründe oldukça geniş bir yelpazede iş bulabilir.
Başta aracı kurumlar, yatırım şirketleri, portföy yönetim firmaları, banka yatırım bölümleri olmak üzere birçok kurum bu belgeye sahip personel arar.
Bu lisanslar sadece yatırım tarafında değil, aynı zamanda şirketlerin finans kadrolarında da önemlidir.
Analist, araştırma uzmanı, fon yöneticisi, müşteri temsilcisi veya risk yönetimi uzmanı gibi pozisyonlarda SPL lisansları ciddi avantaj sağlar.
SPL Lisansı Almak İçin Gereken Şartlar
- Her lisansın kendi düzeyine göre farklı eğitim şartı vardır.
- Genelde 2 yıllık veya 4 yıllık yükseköğretim mezuniyeti aranır.
- Sınav sistemi modüller hâlindedir; yani “Sermaye Piyasası Mevzuatı”, “Finansal Yönetim”, “Muhasebe” gibi farklı alanlardan sorular gelir.
- Başarılı olabilmek için her modülden belirli bir puan alınması gerekir.
- Sınavlar SPL tarafından düzenlenir ve yılda birkaç kez yapılır.
SPL Lisansı Kariyer Açısından Neden Önemli?
- Bugün birçok aracı kurum ya da banka, yatırım bölümlerine personel alırken SPL lisansı şartı arıyor.
- Bu belge, sadece yasal bir zorunluluk değil; aynı zamanda kişinin piyasaları gerçekten bildiğini gösteren bir kanıttır.
- Örneğin Düzey 1 lisansına sahip biri, yatırım danışmanlığına doğrudan başlayamaz ama sektöre sağlam bir giriş yapabilir.
- Zamanla lisansını yükselterek daha üst düzey görevlerde yer alabilir.
Bu noktada önemli bir not: ALB Yatırım, Gedik Yatırım, İş Yatırım gibi Türkiye’deki birçok kurum iş başvurularında SPL lisansına öncelik verir.
Özellikle Düzey 1 veya Düzey 3 lisansına sahip olmak, mülakatlarda ciddi bir artı puan kazandırır.
Kariyer Planı Yapanlara Küçük Bir Not
Finansal piyasalar sabır isteyen bir alan. SPL lisansını almak kolay görünse de, gerçekten öğrenmeye açık ve sürekli güncel kalmak gerekiyor.
Bu lisans, yalnızca bir belge değil; aynı zamanda sektördeki bilgi birikiminin göstergesidir.
Kendini geliştiren biri için bu belge, uzun vadede çok kapı açar — ister forex tarafında, ister borsa veya portföy yönetimi alanında.